Yin ve Yang , birbirine zıt olmak yerine birbirini tamamlayan iki güç olarak görülür. Yin yavaş, yumuşak, soğuk, ıslak, pasif sıfatlarına sahiptir. Su, dünya, ay, gece ve kadınlığı işaret eder. Yang ise hızlı, sert, sağlam, kuru, sıcak sıfatlarına sahiptir. Ateş, gökyüzü, güneş, gündüz ve erkeği işaret eder. Yin ve Yang birbirinden ayrı düşünülemez şeylerdir. Tıpkı erkek ve kadının birlikte oluşturduğu bir bütün, ikilikten meydana gelen birlik gibi. Yin ve Yang gibi hepimizin içinde hem eril hem de dişil enerji vardır.
Bir kadında eril enerjinin baskın olması onu maskülen yapmayacağı gibi, bir erkekte dişil enerjinin baskın olması da onu feminen yapmaz. Hayatın her noktasında olduğu gibi dengede olmak içimizdeki enerjileri de dengede tutmayı gerektirir. Birine biraz daha fazla yaklaşmak tüm hayatımızı etkileyen sonuçlar gösterebilir. Dişil enerji alır ve kabul eder, eril enerji verir ve akıtır. Kadının almayı kabul etmediği, ben yaparım dediği noktada erkeğin genetik alışkanlıkları bozulmaya başlar. Kadın ve erkeğin kendini tam ve bütün hissedebilmesi için yapılması gereken ilk şey kendi içindeki eril ve dişil enerjiyi yani Yin ve Yang’ı tanıması ve dengeye getirmesidir. İlişkilerimizin dengede olması için eril ve dişil enerjilerin de dengede olması gerekir.
Eril enerji dişisinden teslim olmasını, güvenmesini ister. Bir kadının dişilliği az, erilliği büyükse istem dışı bu frekansı evrene yayar ve tam karşılığında erilliği az, dişilliği büyük bir erkeği hayatına çeker. Enerji dengelerindeki uyumsuzluk nedeni ile sorunlar baş gösterir ve erkek savaşmak yerine kaçmayı tercih eder. Aslında bilmez ki gerçek güveni durup savaşarak kazanacaktır.